Sanal seks, internetin bütün dünyada olduğu gibi, bizde de yaygınlaşmasından sonra
önem kazandı. Her ne kadar internet cinsel sorunlara ve bu sorunların tedavisi için genel bir kaynak oluşturuyorsa da, bu faydaların yanında cinsellik açısından çok büyük zararları olduğunu ileri sürebiliriz. Bu zararların başında bazı cinsel sapıklıkların insanlarda yerleşmesine neden olması gelir. Her ne kadar ülkemizde internet çok yaygın olmasa da, internetin özellikle karşı cinsle ilişki kuramayan insanlar için bir tuzak olduğu artık bilinmektedir. Birçok cinsel sapmada kişinin en büyük sorunu, bu saplantılar içinde süren bir yaşama kapılması ve gerçek bir ilişki kurama-masmdandır. Bu tür, esasen tedaviye ihtiyacı olan insanlar internetteki, aynı zamanda para tuzağı olan ve cinsel sapma ve sapıklıkların kullanıldığı web sayfalarına esir olmaktadırlar.
‘Türkiye’de Cinsellik” adlı kitabımda internette cinselliğin ülkemizde nasıl yaşandığını ayrıntılarıyla anlatmıştım. O kitabımda lesbiyenlerden, homoseksüellerden tutun, eş değiştirmek isteyenler ve grup seks için yeni kimseler arayanlara kadar çeşitli eğilimlerin web sayfalarının listesini vermiştim. Bu tür sitelerin sahipleri internetin bir tür tanışma yöntemi olduğunu ileri sürmektedirler. Bu sayede insanların kolayca kendi ilgi alanlarına uyan arkadaş, sevgili ve eş bulabildiklerini söylemektedirler.
Bir yandan bu tür sanal sekse insanlar bir şekilde bağımlı hale getirilerek, onlara zarar verildiğini düşünebiliriz. Diğer bir açıdan baktığımızda, yani tıbbi seksoloji açıdan baktığımızda, bu çeşitli cinsel sapmaları olan insanlann internet dolayısıyla birbirlerini bulmalarının, diğer normal diye düşündüğümüz toplumun büyük kesimine zarar vermeyeceklerini düşünebiliriz. Çünkü cinsel sapması olan bu insanlar aşağı yukarı bütün yaşamları boyunca bu cinsel dürtü doğrusun-
da hareket eder ve yaşarlar. Bu tür özel cinsel eğilimi olan insanların bu şekilde kolayca birbirlerini bulmaları, gerçekten diğer insanlara zarar vermelerini önler. Çünkü bu şahıslar daima kendi cinsel sapıklığı yönünde insanlar, eşler ararlar. Bunlann aynı eğilimi olmayan insanlara yaptıkları cinsel teklif ve öneriler daima çatışmalara neden olacaktır.
Her gün bu tür davranışların yaralama, cinayete varan sonuçlarını gazetelerden okumaktayız. Toplum sağlığı açısından bu tür insanların, kendi sapmalan doğrusunda, eğilimlerine uyan insanlarla buluşabileceği internet olanaklarının, hatta kulüp ve derneklerinin olması uygundur diye düşünebiliriz. Çünkü burada mühim olan tıbbi seksoloji ve toplumsal açıdan baktığımızda çocukların ve yetişen gençlerin bu tür sapmalan olanlardan korunmasıdır. Aynı zamanda bu sapmalan olan kişiler kontrol edemedikleri cinsel dürtülerini kendi eğilimleri olanlar arasında yaşamalan sonucu, hem yeni yetişenlere zarar vermeyecekler hem de toplumla çatışmayacaklardır.
Bence ülkemizde bu internetten fazla korkmamak gerekir. Zaten internet ülkemizde diğer Avrupa ülkeleri ile kıyaslandığında çok da fazla yaygın değildir. Aynca yaygın olsa dahi korkmanıza gerek yok, çünkü Türkiye’de insanlann kitap ve dergi okuma alışkanlığı yokken, kalkıp kim internetle uğraşacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2004 yılı araştırmalan-na göre Türkiye’de kitap okuma oranı %4.5, dergi okuma oranı %4, buna karşılık televizyon izleme oranı %94’tür.
Geçtiğimiz günlerde ünlü manken ve sunucu falan feşmekân hanımın cinsellik, hatta cinsel birleşme içeren internet görüntülerinin kamuoyuna yansıması sonucu internet ve bilgisayarın cinsellik yanı hepimizin dikkatlerini tekrar çekti. Bu internet görüntüleri kapsamında sürdürülen soruşturmada birçok kimse adliyeye sevk edildi. Şu kadar kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ardmdan bir kırtasiyeci göz altına almdı. Bu internet görüntüleri birdenbire bütün ülkenin televizyon kanallannda teknik, ahlaki, adli bakımdan tartışılmaya başlandı. Bu vakada olduğu gibi gene internetteki cinsellikle ilgili konular ve çıplak resimler şantaj ve tehditler her gün ortaya çıkmaya devam ediyor.
Bazıları bütün dünyada olduğu gibi yatak odasına kamera koyarak bedenini veya cinsel birleşme sahnelerini internete aktarıyor. Bunların bir kısmı kendine göre bir zevk için bu işi yapıyor, bazıları da bütün dünyada olduğu gibi bu şekilde görüntülerle fuhuş sektörünün internete bir açılımını yapıyor.
Bilgisayar ve internet adeta bütün dünyaya açılan veya bütün dünyanın içinden geçtiği bir sokak. Çeşitli insanlar bu alan içinde cinselliği de acımasızca bir pazar olarak kullanıyor.
Gelecekte sanal seks ne olacak? Hiç şüphesiz sanal seks yalnız insanları daha da fazla yalnızlığa itecektir. AİDS, He-patit-B gibi ölümcül, cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğalması, insanların eş seçerken korkuya kapılmasına neden olmaktadır. İşte elektronik sanayiinin bilgisayar devleri bu korkulan kullanarak, kanımca tıbbi seksoloji açısından büyük sakıncaları olan sistemler geliştirmektedirler. Örneğin üç boyutlu televizyon geliştirilerek bazı özel aygıtlarla bilgisayarlara bağlanması sonucu insanlar hayal ettikleri veya ellerinde fotoğrafı olan biri ile, bu üç boyutlu görünümün aldatması sonucu adeta o kişi ile sanal olarak cinsel ilişkiye giriyor gibi olacak. Bu durum insanları insanca cinsel iletişim kurmaktan yalnızlığa iten bir tür mastürbasyon olacak. Üstünde çalışüan diğer önemli bir proje ise şöyle: Bir kadınla erkek veya kim kimle istiyorsa, bilgisayara bağlı telefon ile bağlantı kuracak. Burada uzaklık önemli değil. Biri Türkiye’de, diğeri Japonya’da veya Tanzanya’da olabilir. Bunlar cinsel bölgelerine veya cinsel h’uz duydukları bölgelerine bazı elektronik aygıtlar yerleştirecek ve telefona bağlı bilgisayarla verdikleri mesajlarla birbirlerini cinsel olarak uyaracak ve orgazma ulaşmaya çalışacaklardır. Bu teknik olanaklar bazılarına göre bir gelişme olabilir fakat bazılarına göre de insanı mutsuz, eşi olmayan bir robot haline getirecektir. Bu tür olanaklar belki trafik kazası geçirmiş özürlüler ve bazı bedensel sakatlar için bir gelişme olarak kabul edilebilir. Cinsellik tabiatın insana bahşettiği en önemli doyumlu olayıdır diyebiliriz. Bu tür gelişmeleri sizlerin takdirine ve zamana bırakmak daha uyguı^ur diye düşünüyorum.