Ne İstediğini Bilememenin Çaresizliği
Babam peynir almak için beni bakkala göndermişti.
Bakkala girdiğimde ilk sözüm “Peynir istiyorum” olmuştu.
Bakkal “Ne kadar istiyorsun?” diye sordu.
Ne kadar alacağımı bilmediğimden cevap verememiş-
tim. Bakkal sormaya devam ediyordu; “Hangi peynirden is-
tiyorsun, yağlı mı, yağsız mı olsun?”. Susuyordum.
Bakkalın soruları karşısında tıkanıp kalmıştım. Ne ka-
dar peynir alacağımı, bunun hangi cins olacağını bilmiyor,
eve gidip babama sormaya da cesaret edemiyordum. Çün-
kü, “Öğrenip sormadan neden gittin?” diye azarlamasından
çekiniyordum.
Babamın kızacağı korkusuyla kafama göre almaya da
cesaret edemiyordum. Şaşırıp kalmıştım. Sonunda, korka
korka babama gidip “Ne kadar peynir alacağımı ve bunun
hangi cins olacağını” öğrendim.
İkinci defa bakkala gittiğimde artık kendimden emin ve
ne alacağını bilen biri olarak, “Bana bir kilo, tam yağlı be-
yaz peynir verir misin?” demiştim.
Bir Anı
Gelecekle ilgili olayları yönlendirmek elimizde de-
ğildir ama onlardan olumsuz yönde etkilenmemek için
“tedbirler” alabiliriz
Hırsızlara karşı malımızı ve canımızı koruyabilmek
için her tarafı kilitleyip tedbir alıyoruz. Soğuktan zarar
görmemek için giyinip kuşanıyoruz. Deprem felaketin-
den korunabilmek için alacağımız evin sağlamlığına
bakıyoruz. Yabani hayvanlardan korunabilmek için si-
lahlanıyoruz. Yangından, selden ve diğer felaketlerden
korunabilmek için alınması gereken bütün önlemleri
alıyoruz.
Buna göre, insan hayatı için çok önemli olan evli-
likle ilgili tedbirleri almamız da gerekmiyor mu?
Ülkemizde yapılan evliliklerin ekseriyeti gelenekle-
re dayalı olduğundan, alınması gereken tedbirlerin bir-
çoğu tehir ediliyor. Evliliğin ilk aşamasında her şeye
iyi niyetle başlanılıyor. Gerek eşler, gerekse aileler ara-
sındaki ilişkiler samimiyete dayandığından tedbirlere
pek ihtiyaç duyulmuyor. Bu durumun hep böyle de-
vam edeceği zannediliyor.
Bu samimi davranış biçimi aslında birçok şeyin
önünü kesiyor. Evlilik öncesinde alınması gereken bir-
çok tedbir maalesef alınmıyor. Eş adayları bile birbirle-
rini yeterince araştırıp öğrenmiyorlar. Düğün olup ni-
kâh kıyılıncaya kadar her şey tatlı bir rüya gibi gelip
geçiyor. Ne zaman ki evlenip birbirlerini sahipleniyor-
lar, işte o zaman bu tatlı rüyadan uyanmaya başlıyor,
hayatın gerçek yüzüyle karşı karşıya kalıyorlar.
Evlenecek eş adayları hayatın gerçek ve acı yönleri
karşısında mağlup olmamalı, evlilik öncesindeki duy-
gusallıkları bir yana bırakarak “mantıklı” hareket etme-
lidir.
Tedbir Almadan Hiçbir İş Olmaz
“Tedbirli olmak” demek, maddi ve manevi bütün
şartları yerine getirdikten sonra o işe koyulmak demektir.
Bir işe başlamadan önce bütün tedbirler alınmalı,
yani tüm sebeplere başvurulmalıdır. Daha açık bir ifa-
deyle, tasarlanacak işle ilgili bir “plan ve program” ya-
pılmalıdır. Bunlar yapılmadan girişilen işlerin tümünde
“risk” vardır.
Atalarımız çok güzel bir sözle bunu dile getirmiş-
ler: “Bilmeden bir işe başlarsın, sonra başını taşlarsın.”
Bu sözden yola çıkarak denilebilir ki; önce yapılacak
iş bilinmeli, o işle ilgili bir ön hazırlık yapılmalı, sonra
da tatbikata geçilmelidir.
İnsanoğlunun karşısına şahsıyla, ailesiyle ve çevre-
siyle ilgili konularda birtakım engeller çıkabilir. Bu en-gelleri aşabilmek için önceden önlem alma mecburi-
yeti vardır. Kişi kendi gücüyle her türlü önlemi aldık-
tan sonra Allah’a teslim olur. İslâm dininde bu hadise-
ye “tevekkül” deniyor.
ı-w-1
Önce yapılacak iş bilinmeli, o işle
ilgili bir ön hazırlık yapılmalı, sonra da
tatbikata geçilmelidir.
Bir Müslüman’ın tevekkül etmesi; yapacağı işi yo-
luna koyduktan sonra gerisini Allah’a havale etmesi
demektir. Bu durum kişi için büyük bir huzur ve gü-
vence kaynağıdır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v) de, “Önce deveni
bağla, ondan sonra tevekkül et” prensibini ortaya ko-
yuyor.
Buna göre İslam dininde tevekkül anlayışı, “sebep-
sonuç ilişkileri” neticesinde ortaya çıkan bir hadisedir.
Hangi iş olursa olsun, tedbir alınmadan tevekkül ol-
maz.
ı-w-1
Bir Müslüman’ın tevekkül etmesi; yapacağı işi
yoluna koyduktan sonra gerisini Allah’a
havale etmesi demektir
Bunu bir örnekle açıklayacak olursak; toprağa önce
tohumu ekeceksiniz, gübresini, suyunu vereceksiniz,
etrafındaki zararlı otları koparacaksınız, sonra da tohu-mun büyümesini bekleyeceksiniz. Hiçbir hazırlık yap-
madan tohumun büyümesini beklemek “kolaycılık ve
tembelliktir.
Baştan beri anlattıklarımızın hepsi, evlilik ve eş se-
çimi için de geçerlidir. Evlenmeden önce alınması ge-
reken bütün tedbirleri “özgür iradenizle” alacaksınız,
sonra da “ya nasip” deyip teslim olacaksınız.
Önce Tedbir Sonra Tevekkül
Sağlıklı ve mutlu bir evlilik için “önce tedbir, sonra
tevekkül” diyoruz.
Evlenecek çiftler, kuracakları yuvanın bütün alter-
natiflerini önceden araştırıp öğrenmek zorundadırlar.
Gelişmiş ülkelere bir bakalım. Gelecekleriyle ilgili
nasıl tedbirler alıyorlar. On senelik, otuz senelik, elli
senelik alternatif plan ve programlar yapıyorlar. Eko-
nomik, askerî, siyasi ve sosyal tedbirlerin yanında her
türlü önlemleri deniyorlar. Elli sene sonrasında “susuz
ve petrolsüz” kalmamaları için şimdiden alı-
yorlar. Bu tedbirlerini gerçekleştirebilmek ^ir-
se savaşı bile göze alıyorlar.
Bütün bu arayışlar daha rahat, daha Sc ‘lü”
zurlu bir hayat sürdürebilmek için yapılıp ^e
küçük bir devlet sayıldığına göre, bütün t€on”
ceden alınması gerekmektedir.
Bütün Tedbirleri Almanıza Rag
Evlilik öncesinde alınması gereken bütün tedbirleri-
nizi aldınız. Duygularınızı kontrol altında tutarak man-
tığınızla hareket ettiniz. Eşiniz olacak insanla her şeyi