eş secimi ve evlilik.3.bölüm, 10 – Körü Körüne İnatçılık ve Tembellik İnsanın ruh dünyasını derinden etkileyen faktörler- den biri de “tembel ve inatçı kişiliğe” sahip insanlar- dır. Eşler arasında, geçimsizliğin en belirgin sebeple- rinden biri olarak kabul edilen “tembellik ve inatçılık” aynı zamanda çok kötü bir hastalık olarak görülür. Geçimsizliğe ve boşanmalara yol açan bu kötü huyları açıklamaya çalışalım. Tembellik: Tembellik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu hastalığa tutulan, hep başkalarının sırtından geçin- mek ister. İş yapmamak için devamlı mazeretler üretir, her işin kolayını seçer. Bu karakterde olan kadın ve erkek, aynı davranışla- rını evlilik hayatında da sürdüreceğinden problemlerin ardı arkası kesilmez. Böylece kişiler ailelerine, çocuk- larına ve eşlerine karşı sorumluluklarını yerine getir- meyeceğinden, bütün işler yalnız birinin üzerine kala- caktır. Bu ağır yükün altında ezilen kadın veya erkek, sorunlarla baş edemeyeceğinden evlilik çıkmaza girer. Tembellik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu nedenlerle, evlenecek kişi eş seçerken karşısın- dakinin fedakâr, paylaşımcı ve özverili olduğunu araş- tırdığı kadar tembel olup olmadığını da sorgulamalıdır. İnatçılık huyu: İnatçı kişinin ana özelliği esnek ol- mamasıdır. Kendi bildiklerini karşı tarafa ısrarlı bir şe- kilde empoze etmesi şeklinde kendini gösterir. Bu karakterdeki bir kişi duygularını başkalarıyla paylaşmaz. Hep kendi bildikleri doğrultusunda hareket eder. Genellikle katı ve kuralcı olur. Gururu devamlı ön planda olduğundan, dediklerini kesinlikle kabul et- tirmek ister. Tersi durumlarda da karşısındakine düş- man kesilir. Bu nedenle, “müzmin bir kişilik bozukluğu” sayı- lan inatçılık, geçimsizliğin ana sebeplerindendir. Oysa eşler arasında inatçılığın ve bencilliğin yeri yoktur. Devamlı hoşgörü ve müsamaha vardır. Karı- koca arasında “senlik-benlik davası”...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.2.bölüm Sürat Meraklısı Gencin Acı Sonu Otomobili ile hız yapma alışkanlığı olan bir genç, ev- lendikten sonra aynı alışkanlığını sürdürür. Bir gün eşine, “Bugün seninle bir gezi yapalım, hem dinlenirsin hem de senin için bir değişiklik olur” der. Hanımı, normal bir gezi olacağını düşünerek kabul eder. Birlikte son model spor arabalarına binerler. Şehir dışına çıktıktan sonra, kocası neşelenerek çığ- lıklar atmaya başlar. Bir taraftan da süratini arttırır, sürat arttıkça adam çığlıklarını daha da yükseltir. Kadıncağız korkudan ne yapacağını bilemez. Yavaş gitmesi için yal- varmaya başlar. Kadıncağızın korkması adamın umurun- da bile değildir. Kendi dünyasında daha da neşelenir. Bir tarafta kadıncağızın korkudan çığlıklar atmasını; diğer ta- rafta da direksiyonu başında kendisinden geçmiş bir ada- mın zevkten naralar atmasını düşünün… Kadıncağız korkudan bir hafta kendine gelemez. Ka- dın ağladıkça, kocası nasıl zevkli bir yarış olduğunu anla- tır. Uzun süre bu konu üzerinde tartışmalar, kavgalar sü- rüp gider. Sonunda ne olur biliyor musunuz? Adam bir trafik kazasına kurban gider. Bir evlilik de bu tarz alışkan- lığı olan bir insan yüzünden sönüp gider. Yaşanmış Bir Olay…7 – Arkadaş Deyip Geçmeyin Çok bilinen bir söz var: “Bana arkadaşını söyle, sa- na kim olduğunu söyleyeyim.” Bu söz, insanı tanıma- da çok önemli bir ipucudur. Evlenecek insan, eş adayı- nın arkadaşlarını araştırıp tanımak zorunda. Çünkü evlilik hayatında bu insanlar evlerine gele- cek, onlarla beraber olacak. İyi veya kötü yönlerini paylaşacaklar. İnsan arkadaşsız olamaz. Kızın da, er- keğin de arkadaşlarının olması gayet tabii bir hadise- dir. Önemli olan; kişiliğinize uygun, vefalı, zor zaman-...
Devamını Oku
1 – Araştırmanın Birinci Adresi Ailedir İnsanların kişilik ve kimlikleri aile ocağında oluştu- ğundan, eşlerin araştıracakları konuların başında “aile içi yaşantı” gelir. Araştırılıp öğrenilecek her şey, aile içerisinde teşekkül ettiğinden bu konu öncelik taşır. Ailenin namus anlayışına, dinî duyarlılığına, insani değerlerine, kültür seviyelerine, aile fertleri arasındaki saygı ve sevgiye dayalı ilişkilerine ve ekonomik du- rumlarına bakarak az çok bir kanıya varılabilir. 2 – Aile İçerisinde Üstlendiği Rol Her anne ve babanın çocuklarını yetiştirmek için kendilerine göre uyguladıkları birtakım metotları var- dır. Aile ocağında uygulanan bu metotlar neticesinde, aile içindeki her ferdin üstlendiği “role” göre kişiliği ortaya çıkar. Bunu anlayabilmek için eş adayı ne kadar gözlem yaparsa, o kadar da bilgi sahibi olur. Eş adayının aile içinde üstlendiği rolden neyi kas- tettiğimizi daha iyi anlatabilmek için ilginç bir evlilik dramının ortaya çıkardığı karı-koca rollerini birlikte okuyalım. Aile içindeki her ferdin üstlendiği “role” göre kişiliği ortaya çıkar.İki Farklı İnsanın Karakteri Sevgi, ailesi tarafından oldukça serbest büyütülen ve her isteği yerine getirilen bir kızdır. Evlilik çağına geldiğinde, can sıkıntısından dolayı çalışmak ister. Tanıdık bir tekstil fabrikasında makineci olarak çalışırken, ustabaşı Faruk ile anlaşarak evlenmeye karar verir. Evlilikle ilgili tüm hazırlıklar yapılır. Evlilik öncesinde her şey normal ve güzel gider. Evlilik sonrasında ise ya- vaş yavaş “değişimler ve farklılıklar” kendini gösterir. Fa- ruk ile Sevgi’nin aile içindeki alışkanlıkları ve “kişilik rolle- ri” zaman içerisinde su yüzüne çıkmaya başlar. Faruk, köy kültürü ile büyümüş, kendine göre birtakım ilkeleri olan bir insandır. Sevgi de şehir kültürü ile yetiş- miş, aynı zamanda her isteği yerine...
Devamını Oku
şohretiı uğruna aşklarımdan vazgeçtim’ Bu vücudu ve şöhreti kolay elde etmediniz mutlaka. Bunun için ne gibi fedakarlıklar yaptınız? Eğlencemden, işimden, eğitimimden, sosyal yaşantımdan, çok para kazanmaktan, baba mesleği olan NASA da çalışabilmekten, kız arkadaşlanmdan, aşklanmdan vazgeçtim. Kolay bir yaşam tarzım olmadı. Taaa ki Hollyvvood kapılan önümde açılana kadar. Her şeye rağmen işimi hep severek yaptım. ¦ Özel hayatınız nasıl gidiyor? iki kez evlendim. Biri 1988 yılında, diğeri 1994’te. İlk eşimden bir oğlum, ikinci eşimden bir kızım ve bir oğlum var. ilkinde, eşim hamile kaldığı için mecburen evlenmiştim, sonra da boşandık zaten. ikincisi aşk evliliği. Hala evliyiz. İnsan, hayatını dolduran kadını bulunca artık sadece onu mutlu etmek istiyor. Artık benim için sadece eşim var: Fızzy. Bütün dünyam çocuklanm ve işim. ¦ Çapkın mıydınız? Öyleydiniz mutlaka. Sizi bırakmamıştır kadınlar. Çok güzel kadınlar oldu hayatımda. Sayısız ilişki yaşadım ama hep bekarken. Evlendikten sonra kendimi tamamen eşime adadım. Evli olmama rağmen evime gelmeye çalışıyorlardı. Bir filmde birlikte oynadığım kadın oyuncu, birden önümde soyunmaya başladı. “Bana biraz daha alkol lazım” diyordu bir taraftan da. Sevişme sahnesi çekilecekti, “Biraz daha devam et ve beni çıplak olarak eve bırak, orada devam edelim” diye teklifte bulundu. Çok şaşırmıştım. “Burası harika bir şehir” ¦ İstanbul’a kaçına gelişiniz? Bu dördüncü. Harika bir şehir. Batıda yaşayıp buraya hiç gelmeyenler Türkiye’nin çok kötü bir ülke olduğunu düşünüyorlar. Oysa burası gerçekten harika. İstanbul her yönüyle çok modem. Film yapmak için gereken tüm malzeme burada var. ¦ Günün birinde İstanbul’a yerleşmeyi düşünür müsünüz? Neden olmasın! Önümüzdeki eylül ayında İstanbul’da yapacağım jübiledeki dövüşte...
Devamını Oku
Erkeklerin prostat hastalıklarından korunmak için önlem almaları gerekiyor. PSA adlı basit bir kan testi sizin kurtarıcınız. Prostat hastalıkları PSA’nın kandaki seviyesinin yükselmesine neden olurlar. Prostat kanserinde bu artış daha çok olur. Unutmayın erken teşhis hayat kurt«rır kN SORU: 6 aydır korunmuyoruz ama.. 2 yıllık evliyim. İlk yıl eşimle prezervatif. korunarak ilişkiye giriyorduk. İkinci yıfır , çocuk yapmaya karar verdik. Birlikte ız a olduğumuz gecenin üzerinden 6 ay geç rağmen eşim henüz hamile kalamadı. ‘ e Acaba kısır mıyım diye gözüme uyku ç CEVAP 6 aydır düzenli ve korunmasız ilişkiye rağmen hamilelik sağlayamadıysanız endişelenmeye başlamakta haklısınız. Birkaç ay daha denemeye devam edebilir veya bu konuda gerekli tahlilleri yaptırabilirsiniz. Eş zamanlı olarak erkek androloji konusunda çalışan bir üroloji uzmanına, ı kadın ise kısırlık konuları ile yoğun olarak ilgilenen bir kadın-doğum uzmanına başvurabilir. j İlk aşamada yapılacak bir sperm analizi ve yumurtlama takibi ile önemli bir sorun olup olmadığı anlaşılabilecektir. SORU: Prostatta erken teşhis nasıl konulur? 51 yaşındayım. Prostat konusunda yazıyor ve prostat kanserinde erken teşhisin önemli olduğunu söylüyorsunuz. Prostat nasıl bir organdır ve işlevleri nelerdir? CEVAP Prostat bezi erkek genital organlarından biri olup idrar kesesinin hemen altında, makatın önünde bulunur. İdrar kanalı prostat bezinin ortasından geçer. Testislerden salgılanan spermlerin olduğu sıvıyı boşaltan kanal prostatın içinden geçen idrar kanalına açılır. Prostatın salgısı da meninin bir bölümünü oluşturur. Prostat, PSA adı verilen bir protein salgılar, bu protein meni ile birlikte atılır. Kandaki normal değeri 4ng/ml’nin altıdır. Prostat hastalıktan PSA’nın kandaki seviyesinin yükselmesine neden olurlar. Bu da basit bir kan testi olan PSA...
Devamını Oku
cinsel soru ve cevaplar Kadının cinsellikten beklentisi farklı, sadece zevk almayı hedeflemiyor. İlişkinin ardından da erkeğinin kollarında olmak istiyor ama erkeklerin çoğu böyle değil. İşleı bitince hemen arkalarını dönüp uyumaya başlıyorlar. Kadın sinirleniyor, üzülüyor. Beyler, eşinize kulak verin, onu dinleyin ki yatak odasındaki mutluluğunuz daima sürsün Gün geçtikçe uzuyor 16 yaşındayım. Penisim gün geçtikçe büyüyor. Şu anda 21 santim. Ne yapmalıyım? Ne olur bana bir akıl verin. CEVAP Sevgili okurum, gençlik ve ergenlik döneminde bedende bazı değişimler olur. Bu değişimleri içine sindirmen gerekiyor. Çok önemli bir eksiklik ya da fazlalık olursa doktora gideceksin Penisinin büyümesine gelince; biz onu durduramayız. Sen de fazla dokunma. Her gün mastürbasyon ‘ yapıyorum, zararlı mı? 25 yaşındayım, hiç cinsel ilişkiye girmedim. Ama her gün mastürbasyon yapıyorum. Mastürbasyonun bir zaran olur mu? CEVAP Sevgili okurum, mastürbasyonun zararı olmaz. Haftalık sayınız 2-3’ü aşmasın. Mastürbasyon yapmak, hiç yapmamak ya da cinsel birleşmede bulunmamaktan daha iyidir. Takma kafana. Hamile miyim? 19 yaşında kızım. Erkek arkadaşımla sürtünme yoluyla ilişkiye girdik. Cinsel organıma boşaldı ve 2 aydır adet görmüyorum. Sizce bunun sebebi adet düzensizliği mi yoksa hamile miyim? CEVAP Sevgili okurum, zayıf bir ihtimalle gebesin. 2 aylık gebelik kendini başka türlü de belli eder. Bedendeki fizyolojik değişikliklerle sana haber verirdi. Ama yine sen 3 gün bile olsa gebe değilmişsin gibi düşün, işi şansa bırakma, artık muayeneye gerek kalmadan sadece bir test yetiyor. Hadi bu zahmete giriver de ikimiz de rahat edelim. Kızlar pişman olur mu? 21 yaşındayım. Mastürbasyon yapınca pişmanlık duyuyorum. Kızlar da bunu yaptıktan sonra aynı hissi...
Devamını Oku
MİLYONLUK OYUN BİR İngiliz oyuncak firması süper lüks yatlar için şişme su kaydırağı üretti. Parası ola- na sunulan imkanlar bitmiyor. Süper lüks yatta keyif çatmak zaten güzel şimdi bir de yatlara özel su kaydırağı piyasaya çık- tı. Dünyanın en büyük yatlara özel su kaydırağı olan ‘oyunca- ğın’ fiyatı ise 23 bin sterlin (69 bin lira). 45 günde kurulan şişme kaydırak, larına monte ediliyor. Böylece milyoner yat sahipleri misafir- leriyle birlikte denize girerken daha çok eğleniyor. “S” şek- linde tasaralanan kaydırağın uzunluğu 12 buçuk metre. Su kaydırağı tam bin 850 kilogram ağırlığında.
Devamını Oku
OLAY TİYATRO!!!! Maolay tiyatmazel Julie isimli tiyatro Güney Afrika’yı ikiye böldü. Seyircilerden bazıları oyuna övgüler yağdırırken, bazıları da eleştiri yağmuruna tuttu BİR süre önce ülkemizde de sergilenen Matmazel Julie isimli tiyatro oyunu Güneş Afrika’nın Cape Town kentinde de seyirciyle buluştu. İsveçli yazar Auguste Strindber’in kamele aldığı oyu- nunun Güney Afrika’da sadece 18 yaşından büyüklerin izlemesine izin verildi. Seks sahnelerin apa- çık bir şekilde gösterildiği oyun ülkeyi ikiye böldü. Bazı tiyatro severler oyuncula- rın performanslarım mükemmel bulurken, bazı seyirciler ise oyu- nu eleştiri yağmuruna tuttu.
Devamını Oku
uçup giden hayallerim -3 bölüm “Hay Allah! Neredeyse öğlen olacak. Kusura bakma bu ara aklım biraz dağınık,” diyorum onu içeriye davet ederken. Salona geçiyoruz. “Ev ne kadar güzel olmuş böyle,” di- yor Müge. Hayranlığını gizlemeyerek ekliyor; “Zaten senin evin hep huzurlu gelir bana. Ama bugün başka bir şeyler bu evde ” Ayak üstü kısa bir sohbetin ardından, kanepeye geçiyo- ruz, ikimiz de sessizce birbirimize bakıyoruz. Müge biraz en- dişeli bir ses tonuyla; “Görünüşe bakılırsa birini bekliyor gibisin. İstersen baş- ka bir gün gelirim,” diyerek sessizliği bozuyor. Başımı yavaşça yana çevirip bakışlarımı ondan kaçırıyo- rum. Bir an için; “Haklısın. Kendimi hiç iyi hissetmiyorum. Başka zaman görüşsek iyi olur?” demek istiyorum ama vaz- geçiyorum. Müge yakın bir arkadaşımdı. Yanında rahat dav- ranabilirdim. Belki de bu sayede melankolik havamı biraz ol- sun dağıtabilirdim. “Olur mu öyle şey, sen yabancı mısın?” “Hem geldiğin iyi oldu. Yalnızlıktan neredeyse aklımı kaçıracağım.” Yavaşça omzuma dokunarak ayağa kalkıyor; ” İyi görün- müyorsun, dur ben ocağa bir çay koyayım, sonra uzun uzun konuşuruz,” diyor. Sonra mutfağa yöneliyor. Müge mutfağa gittikten sonra yavaşça yerimden kalka- rak salondaki cam masanın yanındaki sandalyeye oturuyo- rum. Dirseklerimi masaya dayamış ellerimle yüzümü avuçla- mış bir hâlde; oturduğum yerden apartmanın güllü giriş yolu- nu seyrediyorum.Çok değil, daha birkaç gün önce ona bu pencereden el sallayıp güle güle demiş, camdan dışarı sarkıp onu öpmüş- tüm. Sonra arabasına binip gözden kayboluncaya kadar arka- sından bakmıştım. O gün ona son kez dokunduğumu, onu son kez öptüğümü bilmeden… Mutfaktan Müge’nin sesi geliyor, “Çayın yanında...
Devamını Oku
uçup giden hayallerim -2bölüm yoksa Gelmeyecek Mi? Saat on ikiye geliyordu. İzmit’ten geç vakit dönmüş bile olsa uyanmış olmalıydı. Beş dakikada bir saate bakıp duru- yordum. Onu aramayı düşündüm ama sonra vazgeçtim. Din- lenmesi için de ona biraz daha zaman tanımalıydım. Geçmek bilmeyen yarım saatlik bir zamanın ardından te- lefonumun tuşlarına bastığımda vücudum heyecandan titre- meye başlamıştı. Kanımın damarlarımdan nasıl hızlı aktığını hissedebiliyordum. Telefon açılıp da onun sesini duyduğum- da vücudumdaki yangın artmıştı. Ona ilk dokunduğum an ka- dar heyecanlıydım yine. “Beşiktaş’tayım üç saatlik bir işim var bitirince seni ara- rım,” diyordu, yılgın bir ses tonuyla. “Öyleyse bugün seni görebileceğim,” diye heyecanla ba- ğınyordum. “Dün gece seni çok bekledim ama olsun. Üç sa- at sonra yanımda olacaksın ya!” diye nazlı bir ses tonuyla de- vam ettim.İşte beklediğim gibi olmuştu. Bugün onu görecektim. Doğrusu bu süpriz olmamıştı benim için. Dünden hazırlıklar yapmıştım. Evi baştan aşağı elden ge- çirmiş, kırmızı nevresimleri takmış, banyoyu, yatak odasını, bütün evi yeniden düzenlemiştim. Her tarafa mumlar, güzel kokulu çiçekler koymuştum. Kokusu eve sinmesin diye hiç sigara içmemiştim. Bir şişe kırmızı şarap almış, yanında sıcak ve soğuk aperatifler hazırlamıştım. Kısacası hiçbir ayrıntıyı gözden kaçırmamıştım. Onun yanındayken sakarlaşıyor, yaramaz çocuklar gibi davranıyor, neredeyse kucağından hiç inmiyordum. Doğru düzgün cümle bile kuramıyordum. Başladığım bir konuyu ya bitiremiyordum ya da konunun başını atlayıp sonuna geliyor- dum. Hatta ilgisiz konulara geçtiğim bile oluyordu. Bir gün, ciddi bir konu için fikrini almak istediğimde dakikalarca ko- nuşup sonuçta hiçbir şey anlatamamıştım. Sonra ikimiz de bu duruma katıla...
Devamını Oku