eş secimi ve evlilik.12-bölüm 12. Bölüm SANAL ÂLEMDE EŞ BULMA ARAYIŞLARI Baş döndürücü teknolojik gelişmelerle birlikte in- san ilişkilerinde büyük değişiklikler olmaya başladı. Bu ilişkilerin yerini internet ortamındaki sanal ilişkiler al- maya başladı. Kitle iletişiminin ve bilgisayarın insana kazandırdı- ğı sayısız imkânların yanı sıra, teknolojik gelişmeler birçok değerleri de alıp götürüyor. İnsanı sosyal haya- tından, çevresinden, arkadaşından ve ailesinden kopa- rıyor. Daha da önemlisi, kişiliğinde yaptığı tahribattan dolayı insanı yalnızlığa sürüklüyor. Yalnız kalan insan, içindeki boşluğu doldurabilmek için “sanal âleme” dalıp farklı arayışlara yöneliyor. İçindeki boşluğu televizyonla, bilgisayarla ve cep tele- fonuyla doldurmaya çalışıyor. Kişinin içe dönük sanal arayışları ona birtakım rahat- lıklar sağlıyor olabilir. İnsan sanal âlemle öylesine bütün- leşiyor ki, yaptıklarıyla mutlu olduğunu sanıyor ve onun- la meşgul olduğu sürece de müthiş bir haz alıyor. Ancak benliğiyle baş başa kaldığında kendini bir garip hissetmeye başlıyor. Farklı bir kişiliğe bürünerek.. EŞ SEÇİMİ VE EVLİLİĞE HAZIRLIK 1 r ruhsal sıkıntılara giriyor. Gerçek hayatla sanal hayat arasında bocalıyor, gerçek insanlarla sanal insanları birbirine karıştırıyor. İşin daha vahim yönü, umut bağ- ladığı ve güvendiği insanların ihanetleriyle karşılaştı- ğında da hüsrana uğruyor. Yalnız kalan insan, içindeki boşluğu doldurabilmek için sanal âleme” dalıp farklı arayışlara yöneliyor. Teknolojik gelişmeler insanlık için büyük bir nimet. Kontrol altında tutulduğu müddetçe herkes ondan ya- rarlanabiliyor. Ancak bu güzel nimetleri, kontrol altın- da tutamayıp hoyratça kullanmaya kalkışanlar, fayda- dan çok zarar görüyorlar. Nerede Kaldı Eski Mektuplaşmalar? Bir zamanlar m*ektup arkadaşlıkları vardı. En güzel kelimeler, en anlamlı cümleler seçilerek duygular kâ- ğıtlara dökülürdü. Umutla ve merakla mektupların ce-...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.11-bölüm Hurafeler İnsanın^^etini Açar mı? İngiliz düşünürlerinden Francis Bacon: “Akıllı ve dikkatli insan kendi kısmetini görebilir. Bazıları kördür dese de, hepten görünmez de değil” diyor. Buna göre, evlenecek gençlerin kısmetlerinin gizli sak- lı bir şey olmadığını söyleyebiliriz. Her şeyde olduğu gibi, eş aramada da dikkatli, sabırlı ve bilinçli olmak gerekiyor. Evliliğe hazırlıkla ilgili yaptığımız bu çalışma, sizin bilinç- lenmenize ve dikkatli olmanıza yardımcı olacaktır. Evlilik öncesi bilinçlenmeyi kavradığımız takdirde gizli olan kıs- metiniz sizinle beraber ortaya çıkacaktır Kitle iletişiminin, bilginin ve teknolojinin yaygın ol- u duğu bir dünyada hâlâ hurafelere ve batıl inanışlara yoyönelen insanların olması gafletlerin en büyüğüdür. HuMurafeler ve batıl inançlar insanların kısmetini aça- mazız; bilakis evlenecek kişilerin kısmetlerinin kapan- masında sebep olurlar. Ayrhynca falcıların, medyumların, cincilerin, ruhçula- rın, kâhinliklerin, üfürükçülerin ve türbelere giderek kıs- met arayanlaP’arın hiçbirinin dinî gerekçeleri de yoktur. Yüce dinimiz, İ/f bunları yasakladığı gibi, pozitif ilim de bunların hepsini râ! reddetmiştir. Bu anlattıklarırWr,m,zla örtüşen ilginç hikâyeyi şimdi birlikte okuyalım. Beyaz Atlı Prensesi Bulabilmek İçin… Zuhurat Baba türbesinin etrafı kalabalık günlerinden bi- rini yaşıyordu. Türbenin çevresi hınca hınç kadınlarla dolup taşmıştı. Yaşlı kadınlar, genç kızlar, çoluk-çocuk, seyyar sa- tıcılar her tarafı doldurmuşlardı. Dua edenlerin, dövünenlerin, ağlayanların feryatları âdeta bir mahşer yerini andırıyordu. Her birinin ayrı bir der- di, ayrı bir sıkıntısı vardı. Buraya gelen insanların ortak dertleri, Zuhurat Baba’nın türbesinden derman bulmaktı. Esma’nın derdi de iyi bir kısmet bulmaktı. Gönlüne gö- re evleneceği beyaz atlı prensini bulabilmek için buraya gelmişti. Esma, yirmi altı yaşında güzel bir kızdı. Şimdiye kadar bir...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.10-bölüm Evlenmeye karar veren gençler arasında medyum- lara, falcılara, cincilere, türbelere giderek eş arama ça- baları giderek yaygınlaşıyor. Bu tür girişimleri eskiden yaşlı insanlar yaparlardı. Şimdi ise evlenecek gençler de bu kervana katılmaya başladılar. Özellikle hanımların bu çeşit hurafelere daha fazla ilgi duyduklarına hep şahit oluyoruz. Hayırlı bir kısmeti(!)çıksın diye türbelere gidip mum yakanları, kurban diye tavuk kesenleri, türbenin etrafına çaput bağlayanları, oralarda ağlayıp sızlayan insanları televizyonlarda sık sık görüyoruz. Bu davranış biçimi, “karakter ve inançla ilgili bir sorun” olmakla beraber, ülkemizin sosyo-kültürel ya- pısı itibariyle “toplumsal bir yara” hâlini almıştır. Yapılan araştırmalara göre; ülkemizde yirmi üç milyon insan türbelere giderek ziyaretlerde bulunuyor. Bunların büyük bir çoğunluğu orada yatan mevtadan EŞ SEÇİMİ VE EVLİLİĞE HAZIRLIK medet bekliyor, bu tür yerler âdeta “umut kapısı” olu- yor. Türbe ve mezarlarda yatan, dünyada yaşayanlar- dan fatiha beklerken, bizler onlardan medet umuyo- ruz. Ne garip çelişki?.. Hurafelere Umut Bağlamak Nereden Geliyor? Hurafelere rağbet iki şekilde oluyor: Birincisi: Yukarıda da belirttiğimiz gibi bu durum “karakter ve inanç”la ilgili bir durumdur. Bazı insanla- rın zayıf kişilikleri yanında, bilgi ve deneyimleri de ol- madığından her şeye çabuk kanabiliyorlar- İkincisi: İnsan ruhu, yaratılışı gereği bir ş^flÇ[e inanma ve çabucak bağlanma ihtiyacındadır. İnsanla- rın manevi ihtiyaçları temel kaynaklarından öğretilme- diğinden, batıl inanç ve hurafelere yönelebiliyorlar. Başta aileler olmak üzere bütün kurum ve kuruluş- lar, manevi ihtiyacı kaynağından doğru bir şekilde öğ- retmek zorundadır. Böyle yapılmadığı takdirde, bu boşluğu batıl olan hurafeler doldurur; dolayısıyla aile- nin temel yapısını oluşturan evlilik müessesesi de, yan- lış temeller...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.9-bölüm EŞ ADAYLARI BİRBİRLERİNE ŞARTLAR KOŞABİLİRLER Mİ? Her insanın kendine göre makul isteklerinin olması gayet doğal bir davranıştır. Evlenecek çiftler bu istekle- rinin “ortak noktalarını” belirleyebilmek için birbirleri- ne “makul şartlar” koşabilirler. Mesela bekâr gençlerin yetişkinlere göre, birtakım farklı alışkanlıklarının olduğunu biliyoruz. Çeşitli arka- daş gruplarıyla olan beraberlikleri, eğlenmeleri, so- rumsuzca para harcamaları, dağınıklıkları, kendi başı- na buyruk hareketleri vs… Aşağı yukarı her bekâr in- sanda bu davranışlar vardır. Bu gençler evlendikten sonra da aynı alışkanlıkları- nı sürdürmeye kalktıkları takdirde, eşler arasında hu- zursuzluklar ve geçimsizlikler kaçınılmaz olur. Alışkanlıklardan vazgeçmek öyle sanıldığı gibi ko- lay değildir. Bunun için özel çaba sarf etmek gerekir. İstenmeyen alışkanlıklardan kurtulabilmek için eskile- rin yerine yeni ve güzel alışkanlıklar edinmek gerekir. Bekârlık hayatındaki alışkanlıklar evlilik hayatında sorun olacağından, bunlar önceden konuşulup “şartla- ra” bağlanmalıdır. Bunun için de evlenecek eş adayla-rı ilk aşamada ailelerini ve birbirlerini tanıyıp anlama- lı, samimi davranışlar içerisine girdikten sonra da “şart koşma” konusu zaman içerisinde gündeme gelmelidir. Makul Şartların İleri Sürülmesi Evlenecek kadın ve erkeğin birbirlerine, hatta aile- lerine “makul şartlar koşmaları” en doğal haklarıdır. Bu konu evlilik sonrasına bırakılamaz, evlilik öncesin- de şartlar enine boyuna tartışılıp değerlendirilmeli, kız tarafının ve erkek tarafının ne istediği açık ve net bir şekilde ortaya konmalıdır. Bu şartlara göre eşler kendilerini “değiştirecekler veya “değiştirmeyeceklerdir. Başta eş adayları olmak üzere, aileler bu konuda açık ve samimi olmak zorun- dadır. İş bozulmasın diyerek şartlarını saklı tutanlar, hayatlarının en büyük yanlışını yaparlar. I-W-1 Evlilik öncesinde şartlar enine boyuna tartışılıp değerlendirilmeli, kız tarafının ve...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.8-bölüm ES SEÇİMİ VE EVLİLİĞE HAZIRLIK Özellikle evlilik hayatında kavgalar kaçınılmaz olacağına göre, nişanlılık döneminde de eşler, birbirle- rinin gerçek kişiliklerini tanıyabilmeleri için yapılan kavgalardan yararlanmalıdırlar. Kavgaları en basite indirmek, problemleri rahatça tartışabilmek için eşler önceden yapılması gerekenleri konuşup karara bağlayabilirler. Mesela, “eşlerden biri kızdığı vakit diğerinin susması” veya “bu konuyu daha sonra konuşalım” gibi kararlar alabilirler. Kısaca nişanlılık dönemindeki çiftlerin kavga etmek yerine seviyeli tartışma yöntemlerini önceden öğrenip tatbik etmelerinde büyük yararlar vardır. Şimdi bu anlattıklarımızı somutlaştırarak maddeler hâlinde özetleyelim. Pratikte Yapılacaklardan Bazıları > Nişanlılık süresi normal şartlarda dört aydan olmamalı, altı ayı da geçmemeli. > Seçeceğiniz eşinizin karakterini ve ailesini nişan- lanmadan önce araştırın. > Nişanlınızın davranışlarının doğal mı, yoksa rol mü olduğuna dikkat edin. > Nişanlınızın isteklerinde yuva kurma özlemi mi, yoksa cinsel arzuları mı öne çıkıyor? > Nişanlılığı ve evliliği aceleye getirmek isteyen eşinizin gerçek amacını iyice araştırın. > Nişanlılık döneminde duygusal ilişki yerine kura- cağınız yuvanın plan ve programını yapın. > Eşiniz ve ailesi maddiyatı ve gösterişi öne çıkarı- yorsa. evliliğinizi veniden düşünün.w Nişanlınızın davranışlarının doğal mı, yoksa rol mü olduğuna dikkat edin. > Mecbur kalmadıkça nişanlılık döneminde nikâh kıymayın. > Nişanlılık döneminde çekilen resimlerin ileride ayrılma durumu olduğunda sizi sıkıntıya düşüre- ceğini şimdiden hesaba katın. > Nişanlanma işi, kesin evlilik akdi olmadığından ilerisi için temkinli ve tedbirli olun. > Nişanlılık döneminde eşinizle birlikte ailesini ve akrabalarını da tanımaya çalışın. > Nişanlılık döneminde evlilikle ilgili kitaplar oku- yun. Uzman ve tecrübeli kişilerden yararlanın. Panellere ve açık oturumlara katılın. > Bekârlık...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.7-bölüm yitirmez mi? Herhangi bir anlaşmazlık durumunda, ni- şanın bozulması söz konusu olduğunda, başta kadın olmak üzere iki tarafda mağdur olmaz mı? Nişanlılık dönemi bir evlenme akdi değildir. Eşlerin birbirlerini her yönüyle tanıyıp uyum sağlayabilmeleri için bir geçiş dönemidir. Bu gerekçelere daha başkaları da eklendiğinde or- taya korkunç faciaların çıkacağını herkes tahmin ede- bilir. Bu nedenler göz önünde tutulduğunda nişanlılık döneminde dinî nikâhın kıyılmasının doğru bir hareket olmadığını belirtmeliyiz. Özel durumlar dışında, evlilik öncesi dinî nikâhın kı- yılmasını “hiç mi hiç” tavsiye etmiyoruz. Özel İtiraflar Ne Zaman Söylenmeli? Eşler arasındaki dürüstlüğün ve şeffaflığın en belir- gin örneği, “özel itiraflaradır. Delikanlı erkeğin veya hanım kızın geçmişinde özel bazı durumları olabilir. Bunların arasında kabul edilebilecekler olduğu gibi, benimsenmeyecek ve kabul edilemeyecek durumlar da olabilir. Aslında nişanlılar birbirlerine açık ve dürüst dav- randıklarında, benimsenmesi güç gözüken durumları dahi kabul edebilirler. Zaten evlilik kurumu “dürüstlük ve açık sözlülük” üzerine kurulduğu zaman anlam ka- zanır ve sağlam temellere oturur. Bu nedenle eşler bir- birlerine karşı dürüst olmak zorundadır.bölüm.EŞ SEÇİMİ VE ENTİLİĞE HAZIRLIK Bu özel durumların başında çok yaygın olan bir başkasıyla nişanlanıp ayrılma durumu gelmektedir. Bunun yanında genel sağlık durumu, cinsel rahatsızlık- lar, ruhsal bunalımlar, tutuklanma gibi özel durumlar varsa bunlar dürüstçe anlatılmalı. Hatta böyle özel du- rumların nişanlılıktan önce gündeme getirilmesi daha doğru olur. Bunların saklanması hâlinde, ileride huzur- suzluğun ve geçimsizliğin kaynağı olabileceği hiçbir zaman unutulmamalı. Eşler arasındaki en kuvvetli bağın açık sözlülük ve dürüstlük olduğu gerçeği tartışılmaz. Birbirlerine dü- rüst davranmayan ve gizlilik içinde olanlar, hiçbir za-...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.6bölüm. Nişanlanmak Demek; Evlilik Demek Değildir Nişanlılık dönemindeki beraberliğin, evlilik olma- dığını söylememiz gerekiyor. Evlilik kurumu ”nikâhla meşruluk” kazanır. Nişanlılık dönemi, bir evlenme vaadidir. Bu vaadin yerine gelebilmesi için “geçiş dönemi”ne her zaman ihtiyaç vardır. Bu döneme de “nişanlılık dönemi” deni- yor. Evlenecek kadın ve erkeğin birbirlerini daha iyi ta- nıyabilmeleri ve kesin kararlar verebilmeleri için bu sürece haliyle ihtiyaç var. Bu süreçte, evlenecek kadın ve erkeğin birbirlerine karşı bağımlılıkları olmadığı gibi “karı-koca” sorumlu- lukları da yoktur. Her an vazgeçme durumu söz konu- su olabilir. Nişanlılık dönemi, bir evlenme vaadidir. Nişanlı eşlerin kuracakları yuvanın temellerini atar- larken beraber olmaları ve birbirlerini yakından tanı- maları gayet doğal bir davranıştır. Bu doğallık meşru ilişkiler içerisinde olduğu zaman ciddiliğini korur. İşin içine duygusallık ve cinsellik girerse, “evliliğin kutsallılığı” zedelenmiş olur. Saf ve temiz duygularla başlayan ilişkilerin yerini geçici hevesler alır. Nişanlı eşler, “barut ve ateş” gibidirler. Duygusallığın ve cin- selliğin doruk noktasındadırlar. En küçük bir kıvılcım, bu doruk noktasını ateşleyiverir. Tenha ve gizli yerler bu işin çağrışım yerleridir. Klasik yaklaşım biçimiyle, “nasıl olsa evleneceğiz” anlayışıyla başlayan yaklaşım-lar, çoğu zaman felaketlerle sonuçlanır. Nişanlılık döneminde cinsel ilişkilerini öne çıkaran eşler, kuracakları yuvanın sorumluluklarını oluşturmak yerine cinsel hazlarına kapılıp hem evliliklerinin kut- sallığını zedelemiş, hem de esas olan ailevî sorumlu- luklarını yitirmiş olurlar. “Nasıl olsa evleneceğiz” sözü çok tehlikeli bir sözdür. “Haz ile mutluluğun” birbirine karışması demektir. Bu tarz bir yaklaşım birçok genç kızın hayatını zehirlemiştir. Evliliğin ve Ailenin Kutsallığını Korumak Nişanlılık döneminde evliliğin ve ailenin kutsallığı- nı zedelememek için eşlerin...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.5-bölüm. EŞ SEÇİMİNDE ÖNEMLİ OLAN İNSANIN İÇ DÜNYASINI KEŞFEDEBİLMEK “İnsanın gözlerine ve sözlerine bakıp aldanmayın. Onun özü ve huyu önemli.” Gandi Evleneceğiniz insanı seçerken önce dış görünüşüne bakıp tanımaya çalışabilirsiniz. Ama bundan daha önemlisi, eş olarak seçeceğiniz insanın iç dünyasını ta- nımanız ve gerçek kişiliğini ortaya çıkarabilmenizdir. Evlilik öncesi, bu mesele üzerinde çok daha dikkatlice durulmalı. Evlilik öncesindeki ilişkilerde rol yapma, farklı kişi- liğe bürünme, gerçek kişiliğini gizleme ve karşı cinsin hoşuna gidecek davranışları sergileme içgüdüsü de- vamlı vardır. Bu nedenle; İnsan denilen esrarengiz varlığı tanımak gerçekten zordur. Şairin dediği gibi: “İnsan bu, meçhul bir var- lık!” O, iyilik ve güzellik adına her olumlu davranışı sergilediği gibi, en vahşi canavarların dahi yapmadığı canilikleri de yapabiliyor.Evlilik öncesindeki ilişkilerde rol yapma, farklı kişiliğe bürünme, gerçek kişiliğini gizleme ve karşı cinsin hoşuna gidecek davranışları sergi- leme içgüdüsü devamlı vardır. Evlenmek için çok güzel planlarınız ve umutlarınız var, kendinize ve özelliklerinize göre eş adayınız var. Dış görünüşlerini, tahsil seviyelerini ve ekonomik du- rumlarını kolayca tespit edebiliyorsunuz. Ancak iç dünyalarını, ruhsal yönlerini ve kalıcı ki- şiliklerini tespit edemiyorsunuz. Yaptığınız araştırmala- rın ve edindiğiniz bilgilerin “doğruluğundan” emin olamıyorsunuz. İçinizde devamlı sorular oluşuyor. Bir türlü karar veremiyorsunuz. Bu durumda ne yapmanız lazım? Hep kuşkulu mu olmanız gerekiyor? Araştırmanız ve bilgilenmeniz nereye kadar olmalı? İnsanı İyi veya Kötü Yapan Etkenler Çağın şartları ne olursa olsun, insan tertemiz duy- gularla doğuyor. İslâm inancına göre, her insan saf ve temiz duygular içerisinde dünyaya geliyor. Anne-ba- banın, okulun ve çevrenin etkisiyle kişilik kazanıyor. Esas itibariyle...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.4-bölüm, eş secimi ve evlilik.4Şunu da hemen belirtelim. Bu konuda insanların davranışları çok farklı olabiliyor. Gerçekleri açık seçik söyleyenler olduğu gibi, yanlış bilgi verenler de olabi- liyor. Kıskançlığı yüzünden yanlış bilgi verenlerle, sev- gisinden dolayı abartılı övgü yapanları da hesaba kat- malısınız. Lehte ve aleyhte toplanan bilgiler sonunda “sezgi- nizin ve kalbinizin” yardımıyla gerçek ortaya çıkacak- tır. Genelde evlilik kararları bu noktadan sonra verili- yor. Evlilikte kabul edilmesi gereken çok önemli bir ku- ral daha vardır. Eş seçerken dört dörtlük, mükemmel bir eş hiçbir zaman bulunamaz. “Mükemmel eş” ara- ma ayrı, “münasip eş” arama ayrı şeydir. Mevlânâ Hazretleri’nin dediği gibi: “Kusursuz dost arayan, dost- suz kalır.” Hayatta hiçbir insan mükemmel değildir. Artıları olduğu gibi, eksileri de mutlaka olacaktır. Önemli olan, “kişilik sahibi” olması ve olumlu yönlerinin ağır basmasıdır. Evlilikte kabul edilmesi gereken çok önemli bir kural daha vardır. Eş seçerken dört dörtlük, mükemmel bir eş hiçbir zaman bulunamaz. Çevrede yapılacak araştırmalarda fazla detaylara inmeye de gerek yoktur. İnce eleyip sık dokuyanlar, ömürlerini eş aramakla geçirirler. Her şeyde olduğu gibi, bu konuda da “ortasını” bulmak en doğru yoldur.Araştırma Yaparken Kendinizi Savcı Yerine Koymayın Çevrenizde araştırma yaparken bir savcı gibi araş- tırma yapmaya kalkarsanız sağlıklı bilgiler toplaya- mazsınız. Üstelik başınız belaya girebilir. Bir “diplo- mat” gibi taktikler kullanarak “karda yürüyecek, izinizi belli etmeyeceksiniz”. Sağlıklı bilgilenmeniz sizin yak- laşımınıza ve araştırmanıza bağlıdır. Her şeyi bilmeniz de gerekmiyor, genel bir kanaat sahibi olmanız kâfidir. Eş olarak seçtiğiniz insanın size anlattıklarından, ailesinden, komşularından, iş arka- daşlarından, akrabalarından edineceğiniz...
Devamını Oku
eş secimi ve evlilik.3.bölüm, 10 – Körü Körüne İnatçılık ve Tembellik İnsanın ruh dünyasını derinden etkileyen faktörler- den biri de “tembel ve inatçı kişiliğe” sahip insanlar- dır. Eşler arasında, geçimsizliğin en belirgin sebeple- rinden biri olarak kabul edilen “tembellik ve inatçılık” aynı zamanda çok kötü bir hastalık olarak görülür. Geçimsizliğe ve boşanmalara yol açan bu kötü huyları açıklamaya çalışalım. Tembellik: Tembellik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu hastalığa tutulan, hep başkalarının sırtından geçin- mek ister. İş yapmamak için devamlı mazeretler üretir, her işin kolayını seçer. Bu karakterde olan kadın ve erkek, aynı davranışla- rını evlilik hayatında da sürdüreceğinden problemlerin ardı arkası kesilmez. Böylece kişiler ailelerine, çocuk- larına ve eşlerine karşı sorumluluklarını yerine getir- meyeceğinden, bütün işler yalnız birinin üzerine kala- caktır. Bu ağır yükün altında ezilen kadın veya erkek, sorunlarla baş edemeyeceğinden evlilik çıkmaza girer. Tembellik bulaşıcı bir hastalık gibidir. Bu nedenlerle, evlenecek kişi eş seçerken karşısın- dakinin fedakâr, paylaşımcı ve özverili olduğunu araş- tırdığı kadar tembel olup olmadığını da sorgulamalıdır. İnatçılık huyu: İnatçı kişinin ana özelliği esnek ol- mamasıdır. Kendi bildiklerini karşı tarafa ısrarlı bir şe- kilde empoze etmesi şeklinde kendini gösterir. Bu karakterdeki bir kişi duygularını başkalarıyla paylaşmaz. Hep kendi bildikleri doğrultusunda hareket eder. Genellikle katı ve kuralcı olur. Gururu devamlı ön planda olduğundan, dediklerini kesinlikle kabul et- tirmek ister. Tersi durumlarda da karşısındakine düş- man kesilir. Bu nedenle, “müzmin bir kişilik bozukluğu” sayı- lan inatçılık, geçimsizliğin ana sebeplerindendir. Oysa eşler arasında inatçılığın ve bencilliğin yeri yoktur. Devamlı hoşgörü ve müsamaha vardır. Karı- koca arasında “senlik-benlik davası”...
Devamını Oku