Home » antalya escort » Archive by category antalya escort bayan (Page 4)

SONUNA KADAR -5-

SONUNA KADAR -5- Williams, Komiser Beef, Lord Simon, Mister Ama-rante ile evin salonunda bulunuyorduk. Doktor Thurston’un aşağı inmesine lüzum görmemişlerdi. Ona sadece neticeyi bildireceklerdi. Müthiş bir heyecan içinde idim. Yalnız hakikat meydana çıkmakla kalmayacak, aynı zamanda bir insan muhakkak bir ölüme gönderilecekti. Gözlerimi eğdiğim zaman ellerimin titremekte olduğunu farkettim. Evvela söze Lord Simon başladı. – Ben meseleyi izah edeceğim. Meslektaşlarım da bu sizin vakanın teferruatını tamamlar veya tashih ederler. Mutabık mıyız? Odada beybetli bir sükut hüküm sürmekte di. Lord Simon ağır ağır izaha başladı. – Evvela biraz gerilere gideceğiz, dedi. Mary Thurston’un ilk kocasının vasiyetnamesini tabii hatırlıyorsunuz. Bu facianın başlangıcı olmuştur. Üvey oğlu vasiyetname yazıldığı zaman başka memlekette idi. Memlekete dönünce babasının öldüğnü ve üvey annesinin de tekrar evlendiğini öğrendi. Vasiyetnameyi görmek için babasının avukatına koştu. Sen/etin bütün geliri üvey annesine kalmıştı. Ona da açlıktan ölmeyecek kadar küçük bir gelir temin edilmişti. Unutmayın ki bu delikanlı Mary Thurston’u hiç görmemişti ve onun ne kadar merhametli olduğunu bilmiyordu. Vasiyetnameyi öğrenince tabiatiyle büyük bir hiddete kapıldı. Üvey annesinin nerede oturduğunu öğrendi ve ona bir mektup yazarak acıklı vaziyetini bildirdi. Mary Thurston onu derhal evine çağırdı ve kim olduğunu söylemeden kocasıyla tanıştırdı. O günden sonra bu delikanlı üvey annesinden durmadan para çekmeye başladı. Hakkından mahrum edilen zavallı bir çocuk rolü oynuyordu. Üvey annesi de elinden geldiği kadar bu haksızlığı tamire çalışıyordu. Bu delikanlı cinayet işlendiği zaman da bu evde bulunurdu, Elan da buradadır. Heyecanla sordum: – O halde kim olduğunu biliyorsunuz? – Evet, biliyorum. Size ismini söyleyebilirim. David Strickland’dır. Bunu isbat...
Devamını Oku

SONUNA KADAR -4-

SONUNA KADAR -4- Bir yanlış anlaşma olduğunu söylemek istedi, ama sonra vazgeçti. İçgüdüleri onu asla yanıltmamış-tı. Kate Oakley çocuğu zorluk çıkartmadan vereceğe benzemiyordu. Korumak istercesine minik bebeğe sıkı sıkı sarılmıştı. David YVilder şayet mahkemede Kate Oakley’in uygunsuz bir vasi olduğunu kanıtlayabilirlerse, çocuğun velayetini onun elinden alabileceklerini söylemişti. Aynı evde onlarla birlikte yaşayıp, kadını gözlemek Garrick’e çok iyi bir fırsat gibi görünüyordu. Hiç tanımadığı bir erkeği dokuz aylık bebeğe dadı diye tutan bir kadın hakkında mahkemenin vereceğini karan merak etti. Kate onun yüzüne bakınca adamın kendisine, çok soğuk bir biçimde garip garip gülümsediğini gördü. Ve bir an Michael’i kucaklayıp, adama çekip gitmesini söylemeyi düşündü. İçinden, kendine hakim ol, diye söylendi.. Adam umduğundan çok daha erkeksiydi ve Kate kendisini rahatsız eden şeyin bu olduğunu keşfetti. Garrick ceketini çıkartıp, ustalıkla gömleğinin kollarını sıvarken, Camilla’nın aklına uyup minik Michael’e erkek bakıcı tutmakla hata ettiğine, bir kez daha inandı. Garrick ise, içinden şans yıldızına teşekkür ediyordu. O kadar çok çocukla haşır neşir olmuştu ki, bebeğe banyo yaptırmak onun için işten bile değildi. Garrick kendi kendine, Kate Oakley belki minik bir bebeğe nasıl bakılacağını, senin kadar bilmi-vordur, diye düşündü. Dosyasında okuduklanyla, gözünde daha katı, daha sinir bozucu bir kadın canlandırmıştı. Fakat onu düşündüğünden farklı bulmuştu… Garrick, Mıchael’i kucağına alıp giysilerini çıkartmaya başladı. Kate sessizce onun hareketlerini izliyordu. Mic-hael ayaklarını sallayıp, adamın elinden kurtulmaya çalışınca, gizlice sevindi. Adam Michael’in giysilerinin iliklerini bulabilmek için epey zorlandı, ama doğrusunu söylemek gerekirse, çocuğu büyük bir şefkat ve sevgiyle tutuyordu. Güçlü elleriyle beceriksizce bebeğin giysilerini çıkartmaya çalışırken, Kate gülmemek...
Devamını Oku

SONUNA KADAR -3-

SONUNA KADAR -3- Öğle yemeğinden sonra Michael uykuya yatınca, Kate giysilerini değiştirip saçını yaptı. Yiyecek bir şeyler alması gerekiyordu. Michael için sürekli taze sebze alıyordu. Yağmur dinmişti, ama kaldırımlar hala ıslaktı ve hava rutubetliydi. Yağmurluğunu giydi, pusetin tekerleklerinin kilidini kontrol etti ve bebek arabasını merdivenlerden aşağıya indirdi. Yolda giderken, erkekler onun ince ayak bileklerine, pırıl pırıl parlayan koyu kumral saçlarına dönüp dönüp bakıyordu. Kadınlar ise, minicik bir be-belde uğraşırken nasıl vakit bulup da kendine bakabildiğine şaşırıyor olmalıydı. Kate kalabalığın arasında hemen fark edilecek bir kadındı. Alışverişini bitirdikten sonra, Noel için vitrinini süsleyen oyuncakçı dükkanının önünde durup oyuncaklara baktı. Michael Noel’i ilk kez kutlayacaktı. Çocuk bakım evindeki Noel kutlamalarını anımsadı: Gürültü patırdı içinde çeşitli yardım kuruluşları tarafından gönderilen armağanlar dağıtılırdı; sabahleyin kiliseye gidilir, sonra öğle yemeği yenir ve çay saatinde parti düzenlenirdi. Herkes en güzel giysisini giyerdi, fakat Kate oradaki çocukların bir çoğunun kendisi gibi, geçmişteki neşeli Noel kutlamalarının yasını tutup üzüldüklerini biliyordu. Jennifer,Kate’ye annesi babası olduğu için şanslı olduğunu söylerdi. Elini uzatıp Michael’in yanağını okşadı. Bebek ona gülümseyince, Kate’nin gözleri doldu. Jennifer’i düş kırıklığına uğratmamalıyım, diye düşünerek kendini toparlamaya çalıştı. Michael’in en sevdiği akşam yemeği muz püre-siydi. Kate pürenin içine küçük bir kaşık yoğurt ilave ediyordu. Çocukların beslenmelerinde ilk üç dört yıl çok önemliydi. Biraz büyüdükten sonra, bütün çocuklar gibi, Michael’in de abur cuburla karını doyurmak isteyeceğinden kuşkusu yoktu. Nihayet banyo zamanı geldi. İkisi de bu saati çok seviyorlardı. Fakat Kate bu güzel dakikaların ancak hafta sonunda keyfini onunla paylaşabiliyordu. Suratsız dadılardan birisi Kate’ye banyo saatinde etrafın dağılmasından...
Devamını Oku

SONUNA KADAR -2-

SONUNA KADAR -2- Kuşkusuz, birçok kadın seve seve ona bir erkek çocuk doğururdu. Fakat Garrick’in istediği bu değildi. Bu annesiz babasız çocuk tam istediği şeydi. Kate Oakley hakkında her şeyi biliyordu, eğer gerekirse, ona karşı acımasızca savaşabilirdi. Saat on birde zil çaldı. Kate Michael ile yerde, halının üstünde oturmuş, oynuyordu. Kapıyı açıp karşısında Camilla’yı görünce çok sevindi ve onu hemen üst kata götürdü. “Sana bir dadı buldum. Hemen işe başlayabilecek. Şu anda çalıştığı yerde, bebeğin annesi ona asılıyor-muş!” İkisi de kahkahalarla gülmeye başladılar. Kate Michael’i dizlerinin üstüne oturtmuştu. “Camilla, böyle bir dadıyı eve alabileceğimden emin değilim,” diye ciddileşti. Camilla kaşlarını kaldırıp, ona sırıttı. “Yoksa çocuk bakımında cinsel ayırım mı yapıyorsun? Biliyorsun, erkekler de kadınlar kadar çocuklara bakabilirler. Ayrıca erkek dadı konusunda anlaştığımızı sanıyordum.” Kate, “Evet, doğru.” diye yanıtladı. Arkadaşının onun için ne büyük zahmetlere giriştiğini anımsadı. “Fakat evin içinde yaşayacak.” Camilla şaşırdı. “Evde fazla odan var, değil mi? Tann aşkına, Kate! Benim bildiğim kadarıyla, adam senin ona tecavüz edeceğinden korkuyor, senin ondan korkmana gerek yok… tabii bundan endişeleniyorsan,” dedi. ‘Kate çekinerek, “Hayır, tabii endişe etmiyorum, ama… şey…” diye kekeledi. Sonra, “Sahi* bu dadı kaç yaşındaymış?” diye sordu. “Emin değilim. Sue onun olgun birisi olduğunu, referanslarına kefil olabileceğini söyledi. Ben de senin onu diğer ‘patronları’ gibi rahatsız etmeyeceğine kefil olduğumu söyledim!” Camilla gülerek ekledi. “Şaka bir yana, dadı bu hafta sonu seninle görüşmeye gelecek, ama ne zaman geleceğini bilmiyorum. Bunu sana haber vermeye geldim ve aynı zamanda bu genç beyefendi ile tanıştım…” Sözünü kesip Michael’i gıdıkladı. Çocuk da ona...
Devamını Oku

SONUNA KADAR -1-

SONUNA KADAR -1- Eski alışkanlıklardan kolay kolay kopulmuyor-du. Kate’nin büyüdüğü kimsesiz çocuklar yurdundaki katı kurallardan birisi de yataktan saat altı buçukta kalkmaktı. Şimdi bile, sabah erkenden yataktan kalkma zo-runluğu olmadığı halde, ne kadar geç yatmış olursa olsun, ertesi sabah saat altı buçukta uyanıp, yataktan fırlıyordu. O cumartesi sabahının da diğer sabahlardan hiç farkı yoktu. Kate yatağın içinde, bebek telsizinden Michael’in mırıltılarını dinlerken, içini bir mutluluk sardı. Sabahlan yataktan kalkınca kahvaltıdan önce koşuya çıktığı günleri düşündü. Artık koşamıyordu, fakat hava ister yağmurlu olsun veya olmasın, Mic-hael’i pusetine koyup parkta gezintiye çıkartıyor, böylece ikisi de temiz hava alarak başlayan günün keyfini çıkartıyorlardı. Küçük park, çiçek tarhları ve ağaçlarıyla sabahın erken saatlerinde bomboştu. Kate bu saatlerde kentin sessizliğini seviyordu. Parkta ördekler vakvaklayarak onları karşıladı. Kate bir an durup onlara baktı. Yalnızca Michael’e temiz hava aldırmak için sokağa çıkmamıştı, kendisi de egzersiz yapmak istiyordu. Bebeğin pusetini iterek hızlı adımlarla on dakika parkın içinde yürüdükten sonra eve dönecekti. Eve dönünce, Michael’i bebek iskemlesine oturtup, kahvaltılarını hazırlayacaktı. Michael herhalde kahvaltısının yansından fazlasını yerlere dökecekti. Ve Kate, kahvesi buz gibi soğumadan bir fincan içe-bilirse şanslıydı. Ama Kate öylesine mutluydu ki, yürüyüşü sona erip eve dönerken, durup pusetin içinde oturan Michael’e öpücükler gönderince, bebek neşeyle gülmeye başladı. Puseti beceriyle merdivenlerden çıkarıp kapıyı açarken, karşı kaldırımdan onları gözleyen adamı fark etmemişti. * Garrick, herhalde bu kadın dadı olmalı, diye düşündü. İçinden gelen bir dürtüye uyup, bebeğin bulunduğu adrese gelince, kendi evine çok yakın olduğunu görüp şaşırmıştı. David YVilder’den aldığı dosyayı inceledikten sonra, Kate Oakley’in bebeği elinde tutması...
Devamını Oku

EŞ secimi ve evlilik.43-bölüm

EŞ secimi ve evlilik.43-bölüm Doğum Günümde Aldattı Aslı, hayatını adadığı, uğruna genç kızlığım harcadığı sevgilisinin ihanetiyle sarsıldı. Sevgilisinin ihanet için seçtiği kişi ise dünyanın en eski mesleğini yapıyordu. Aslı, bu ihaneti içine sindirmiş gibi gözükse de şu an hâlâ sorunlar yaşıyor. dım Aslı. 20 yaşındayım ve bir erkek arkadaşım var. Onunla 18 yaşına girdiğim gün tanıştım. Ben işe yeni girmiştim, o da benden birkaç gün önce başlamış işe. İlk görüşte aşk derler ya, bizimki öyle bir şey. Birbirimizden çok etkilendik. Resmen bir anda kördüğüm olduk. Sevgilim uzun boylu, buğday tenli, sempatik ve çok yakışıklı bir erkekti. Kadınların ilgisini çekmesi için hiçbir şey yapmasına gerek yoktu. Çünkü o kadar çok kadın var ki etrafında, iğrenir oldum hepsinden. Bir erkeğin peşine nasıl böyle düşerler, üstelik benim varlığımdan haberleri varken? Onu deli gibi seviyorum. İkimiz de aşırı kıskancız, sudan sebeplere tartışırız. İşimiz de kadınlarla olduğu için her anımız kavga ile geçiyor ama sevgimiz her şeyin üstesinden geliyordu. Hayat kadınıymış İşyerimizin hemen yanındaki apartmanda 40 yaşında yalnız bir kadın yaşıyordu. Kadının sevgilime ilgi duyduğunu ilk görüşte fark etmiştim. Sevgilime ondan uzak durmasını, çünkü o kadındaan hiç hoşlanmadığımı söyledim. Güldü… Sevgilim, co kadının dükkâna gelen diğer müşteriler gibi bir mıuşteri olduğunu, aralarında hiçbir şeyin olamayacağımı jıövledi. Nedense ona inanmıyordum ve kadın hakkında araştıırma yapmaya başladım. Ve duyduklarım endişelerimin yersiz olmadığını kanıtladı. Kadın hayat kadınıymuş ve yatıp kalktığı erkeklerin isimlerine kadar barm söylemeye kalktılar. Öğrendiklerimi erkek arkadaşıma söylediğimde tekrar “O sadece bir müşteri” deyip geçiştirdi. Huzurumuz kaçıyor Bir süre sonra kadın gece saat 23.00de...
Devamını Oku

EŞ secimi ve evlilik.42-bölüm

EŞ secimi ve evlilik.42-bölüm       yabancıyla, hele hele Yunanistanlı biriyle birlikte olmama asla izin vermezdi. Müthiş derecede milliyetçiydiler. Babamın dedesi İstiklal Savaşına katılmış zamanında. Babam bununla gurur duyardı. Dolayısıyla Yunan milletine asla sıcak bakmazdı. Bir yanım Stelyo’yla mutlu olacağımı söylese de ben emin olamıyordum. Stelyo’ya “Teklifiniz çok ani oldu, şu anda cevap verebilecek durumda değilim. Biraz düşünmek istiyorum” dedim. Ertesi gün Stelyo ve grubu Yunanistan’a döndü. Gelinlik bile aldık Birkaç hafta sonra elimize Stelyo ve grubunun Türkiye izlenimlerini yayınlayan Yunan gazetesi geçti. Ülkemiz hakkında çok güzel şeyler yazmışlardı. Patronum Ayhan Bey “Aferim sana Aysun, bu senin başarın” deyip duruyordu. Ama benim aklım hep Stelyodaydı. Yazı, başarı hiç umurumda değildi. Hâlâ kararsızdım. Bir yandan da Stelyo’yu çok özlediğimi fark etmiştim. Giderken bana telefonlarını bırakmıştı. Bir akşam çevirdim numaralarını. Sesimi duyunca çok sevindi. Konuşmamız gerektiğini söyledim ona. Bunun için de Türkiye’ye gelmesi gerekiyordu. Stelyo bana “Hemen yarın geliyorum” dedi. Ertesi gün ilk uçağa bindi ve İstanbul’a geldi. Benim içim içime sığmıyordu. Günün bir an önce bitmesini ve Stelyo’yla buluşmayı diliyordum. Sonunda işten çıktım ve Stelyo ile buluştuk. Oturup uzun uzun konuştuktan sonra Stelyo’ya “Teklifini kabul ediyorum” dedim. Kendi kafamdan şöyle bir plan yapmıştım: Aileme, bir iş için Atina’ya gideceğimi söyleyecektim. Stelyo ile Atina’da evlenecektik. Ben her şey olup bittikten sonra gerçeği aileme söyleyecektim. Böylece tepkilerini azaltabileceğimi düşünüyordum. Stelyo Türkiye’de 1 hafta kaldı. Gelinliğimi bile aldık. Sonra bir b”11 bana “Acilen Ati-na’ya dönmem gerekiyor” dedi ve alelâcbje qj. kesine. Patronunum evlilik teklifi Stelyo ile haberleşmeye devam ediyorduk. Ben hep...
Devamını Oku

EŞ secimi ve evlilik.41-bölüm

EŞ secimi ve evlilik.41-bölüm ğım her dakika, kızı bizim yatağımıza atıyor, zevkten zevke koşuyordu. Artık kendimi sadece kızıma adamış durumdayım. Erkeklerden iki darbe yedikten sonra bir daha aynı şeyleri yaşamaya niyetim yok. Recep, sadece ayda bir kez Zeynep’i görmeye geliyor. Her seferinde benden özür diliyor, pişmanlığını dile getiriyor. Ama son pişmanlık fayda etmiyor… Ege’nin İki Yaka s t Türkiye-Yunanistan hattında yaşanan hüzünlü bir aşk hikayesi… istanbul’da yaşayan Aysun ile Atinalı Stelyo’nun imkânsızlıklar içinde doğan ve gelişen aşkı. Aldatmanın, aldatılmanın da içinde olduğu buruk bir yaşam. Aşkı için her şeyden vazgeçebilen cesur bir yürek… şk, belki de dünyanın en eski olgularından biri. _.Fakat kendini ben gibi çok fazla kaptırana yaramıyor. Kimi zaman insanın canı öyle yanıyor ki, “Daha fazla yaşayamam” diyorsun, “Bir daha toparlanamam” diyorsun. Aynı benim yaşadıklarım gibi. Aslında ne kadar çok şey verirsen o kadar şiddetli oluyor aşk. Zaten ben de aşkın bu türlüsünü seviyorum. Elbette bedeli ağır oluyor bazen. Vazgeçtiğin şeylerin hesabını tutamıyorsun bir süre sonra. İnsan kendinden bile vazgeçebiliyor aşk için. Kimisi bunu doğru bulmuyor. Kimisi mantığını kullanabiliyor aşkın içindeyken. Ben öyle değilim. Benim için aşk, vazgeçişlerin anlamıdır. İnsan seviyorsa, tüm benliğiyle, tüm duygularıyla sevmelidir. Hep tamam olmalıdır, asla eksik kalmamalıdır. Sevdiğine kendini her şeyiyle veremiyorsa o zaman aşka hiç bulaşma-malıdır. Evet, insan aşık olduğu kişi baştan tanıyamı-yor. Tanıdıkça karşılaştığı şeyler nedeniyle hayal kırıklığına uğrayabiliyor. Çünkü sonu acı bitmiş olsa da insan en mutlu zamanlarını o aşkın içindeyken yaşıyor. Şimdi aşk konusunda ahkam kestiğimi düşünüyorsunuzdur mutlaka. Bunları anlatmamın sebebi, düşüncelerimi açıklamamın sebebi, okuyacağınız hikayemde beni...
Devamını Oku

EŞ secimi ve evlilik.40-bölüm

EŞ secimi ve evlilik.40-bölüm çok şanslı olarak görüyordu. Herkes, “Keşke bizim de böyle bir sevgilimiz olsa” diyordu. Ama bu mutluluk bir gün bozuldu… Gerçek ortaya çıkıyor O gün, bir işi olduğu için Murat beni almaya ok la gelememişti. Ben de önce eve gidip kendi arabamic dım ve sonra da Murat’ın yanına gittim. Yine gÜ2* ı-gün geçirdik. Akşam eve döndüğümde telefonum çaldı. Arayan hem Murat’ı hem de beni tanıyan bir arka-daşımızdı. Bana, “Bugün seni Murat’la gördüm. Artık gerçeği bilmen gerek. Murat evli. Üstelik iki de çocuğu var” dedi. Başımdan aşağı kaynar sular boşandı sanki. Olduğum yere yığıldım, oturup ağlamaya başladım. Sonra kendimi toparlayıp aradım Murat’ı. “Sen evli misin?” diye sordum. “Hayır” demesi için dua* ediyordum içimden. Nitekim reddetti, gülüp geçti sadec#- “Evli değilim ben, nereden çıkarıyorsun bunları?” diytf de kızdı bana. Benim içime şüjphe düşmüştü. Ama belkii de gerçeklerle karşılaşmaktan korktuğum için bu koynunun üzerine gitmedim. Telefona tehdit mesajlar İlişkimizin sekizinci ayuına telefonuma tanımadığım bir numaradan çeşitli tehdit mesajları gelmeye başladı. Ben bu mesajları bana ulaşamayan bir hayranımın gönderdiğini düşünüyordum. Ama bir süre sonra gelen bir telefon her şeyi değiştirdi. Arayan bir kadındı. Kendini “Ben Murat’ın karışıyım” diye tanıttı. 7 yıldır evli olduklarını, iki çocukları olduğunu ve bir süredir de ayrı yaşadıklarını söylüyordu. Kadın, “Küçük çocuğum daha babasını tanıyamadı. Çünkü Murat senin yüzünden evi terk etti gitti” diyordu. Aklımı oynatmak üzereydim. Ben bir yuvayı nasıl yıkardım? Bunu küçücük bir çocuğa, bir anneye nas»l yapardım? O kadına, “Hanımefendi, Murat’la aramızda bir şey yok. Biz sadece arkadaşız. Merak etmeyin” diy’e cevap...
Devamını Oku

EŞ secimi ve evlilik.39-bölüm

EŞ secimi ve evlilik.39-bölüm 15 – Nişanlılık dönemi neden gereklidir? 1 – Daha iyi yakınlaşmak için. 2 – Evlilikle ilgili plan ve program yapmak için. 3 – Ailesini ve akrabalarını tanımak için. 4 – Yanlış kararlar vermemek için. 5 – Birbirlerimizin iç dünyasını keşfedebilmek için. 16 – Eşiniz olacak adayla, anlaşmazlık olduğunda ne yaparsınız.? 1 – Bildiğim doğruları sonuna kadar savunurum. 2 – Karşılıklı oturup konuşurum. 3 – Anlaşmazlıklar karşısında susarım. 4 – Aile büyüklerimi devreye sokarım. 5 – Bana yapılanların karşılığını aynen veririm. 17 – En beğendiğiniz kişilik tipi hangisidir? 1 – Ciddi ve güvenilir. 2 – Mert ve cesur. 3 – Anlayışlı ve olgun. 4 – Güler yüzlü ve esprili. 5 – Girişken ve üretken. 18 – Nasıl bir yuva kurmayı hayal ediyorsunuz? 1 – Özgür ve müstakil. 2 – Mutlu olabileceğim. 3 – Ortaklaşa hayat süreceğim. 4 – Çok çocuklu. 5 – Az çocuklu. 19 – Evlilikte ideal yaş hangisidir? 1 – Erkek: 25 Kadın: 21 2-Erkek: 23 Kadın: 19 3 – Erkek: 26 Kadın: 22 Yaşam boyu sürecek olan evlilik hayatı, aşamalı bir süreçtir. Bu süreç eş seçimiyle başlıyor, “evliliğe hazırlık” aşamasıyla devam ediyor. Şimdi bununla ilgili küçük bir kıyaslama yapalım. Gönlünüze ve zevkinize göre bir otomobil almak istediğinizi var sayalım. Hayal ettiğiniz otomobili alabilmek için önce araştırmalar yaparsınız. Otomobilin modelini, yakıtını, süratini, rengini, fiyatını ve diğer özelliklerini araştırıp öğrendikten sonra otomobilinizi almaya teşebbüs edersiniz. Denedikten sonra, aradığınız özellikleri taşıyorsa alıp kullanırsınız? Taşımıyorsa geri verir veya değiştirirsiniz. Aynı durum eş seçimi için uygulanabilir mi?...
Devamını Oku